Kılıçdaroğlu: 22 yılda yurt dışına götürdükleri para 418 milyar dolar
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’da miting düzenledi. Mitinge; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.
Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada hükümeti eleştirerek, “22 yıl doyamadılar. Beş yerden maaş var, altı yerden maaş var. Hepsini uzmana götürdüm. 22 yılda yurt dışına götürdükleri paralar. yıl 418 milyar dolar.Son kuruşuna kadar getiririm ve bu millete veririm.”
Kılıçdaroğlu, “Devlet tüm kadınlara sosyal güvence sağlayacak” dedi. “Bunun için aile destek sigortası getireceğiz. Bütün kadınların sosyal güvencesi devlet olacak. Bütün kadınlar maaşlarını memur, memur, emekli gibi düzenli bir şekilde bankadan alacaklar.”
ANKA’nın haberine göre Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
85 MİLYONUN BAŞKANI OLACAĞIM: “Seçime giderken; Geçen dönem AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermiş bir arkadaşımızı ikna edip mi alacağız? Bunun en zoru olduğunu biliyorum ama değerli olan zoru başarmaktır. Çünkü Türkiye’nin değişime ihtiyacı var; Türkiye’nin barışa ihtiyacı var. Türkiye’nin kucaklanmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin bölünmeye değil, bir olmaya ihtiyacı var. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, engellisiyle; Bu güzel ülkede hep birlikte barış içinde yaşamak istiyoruz. 85 milyona sözüm var: 85 milyonun başkanı olacağım. Herhangi bir ayrım yapmayacağım. Herkesi kucaklayacağım. Bunlar hakkında olmayacağız. Toplumu bölmeyeceğiz. Toplumu kutuplaştırmayacağız. Ahlakı yöneteceğiz, devlette adaleti yöneteceğiz. Cinsiyet eşitliğini sağlayacağız. Şartlar ne olursa olsun kadına şiddeti en ağır şekliyle önleyeceğiz.
KADIN GÜÇLÜYSE TOPLUM DA GÜÇLÜ OLUR: Şunu da bilmenizi isterim: İlk sözüm hanımlardan olsun. Yaşamanın bedelini en acılı ve derinden yaşamış kadındır. Pazara gittiğinde pazardaki yangını görür ve mutfağına taşır. Kızını okula götürürken beslenme çantasına ne koyacağını şaşırır. Çünkü diğer arkadaşlarının kolaylıkla tükettiği yiyecekleri bir formda beslenme çantasına veremez. İnanın ekmeğin ortasına salça koyup beslenme çantasına koyduğunuzu da biliyorum.
Dolayısıyla kadın ne kadar güçlüyse toplum da o kadar güçlüdür. Kadın ne kadar eğitimli ise toplum da o kadar eğitimlidir. Bu nedenle hanıma gerekli değeri vereceğiz. Şimdi yapmamız gereken şu: Değişim istiyorsak sandık başına gideceğiz. Hiçbir konutta hiçbir çocuğun aç yatmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Bir çocuk açsa, unutmayın; Bu 85 milyon aç. Bir çocuk kışın karanlıkta ya da soğukta kalıyorsa, unutmayın ki hepimiz karanlıkta ve soğukta kalıyoruz. Bu yüzden Aile Ek Sigortası getireceğiz. Bütün kadınların toplumsal güvencesi devlet olacaktır. Tüm kadınlar memur, işçi ve emekli olarak emekli maaşlarını bankadan düzenli olarak alacak, çocuklarının geçimini sağlayacak. Hiçbir fakir aile, ben fakirim diye bana yardım edin diye bir cümle kullanmaz. Çünkü esas olarak sosyal devlet yardımını sağlayacaktır. Şunu unutmayın: sosyal devlet sizin garantiniz olacaktır.
TARLALARDA, BAĞLARDA VE BAHÇELERDE ÇALIŞAN KADINLAR VE GENÇLER…: Tarlada, bağda, bahçede çalışan kadınlar ve gençler… Bunların tüm sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve zamanı geldiğinde tüm kadınlar tam emeklilik haklarına sahip olacak. Böylece kırsal boşalmış olmayacak. Köyler boş kalmayacak.
CUMHURİYETİN 100. YILINDA 100 ÖĞRETMEN ATAYACAĞIZ: İşsizlik olduğunu biliyorum. Öğretmenler randevu bekliyor. Bütün köy okullarını açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100.000 öğretmen ataması yapacağız. Böylece kırsalda; Çocuğumu okula götüreceğim diye şehir merkezine gelmeyecek, öğretmen orada olacak. Beslenme çantası sıkıntısı yaşanmayacak.
SANA GÜVENİYORUM: Gençler… Hazır mısınız? Gençler… Sizler benim de umudumsunuz. 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandıkta oy kullanacak ve bu ülkeye demokrasi getirecek. Bu yüzden oyununuzun Millet İttifakı için ne kadar pahalı olduğunu asla unutmayın. Bu ülkeye demokrasi getireceksin. Mayıs ayında Milli Mücadele’den sonra demokrasi mücadelemizi pekiştireceğinizi umuyorum. Sana güveniyorum.
HERŞEYİMİZ VAR AMA ÇİFTÇİYİ TOPRAĞA DÖNDÜRDÜĞÜ İÇİN EKİBİ BİÇEMİYORLAR: Kırsal kesimde sadece öğretmenler mi olacak? Hayır. Öğretmen olacak, veteriner olacak, ziraat teknikeri olacak. Köyler gerçek bir üretim merkezi olacak. Hiçbir üreticiyi yerin dibine sokmayacağız. Hiçbir üretici israf etmez. Buğday, et, hayvancılık, mısır yurt dışından geliyor. Sudan’da arazi kiraladılar. Oraya dikecek olanlar Türkiye’ye getirecek. Türkiye cennet gibi bir ülke. Çalışkan insanlarımız var. Her şeyimiz var ama çiftçiyi gücendirdikleri için biçemiyorlar. Boşa harcıyorlar. Onu boşa harcamayacağız. Bundan emin ol. Bahar tekrar gelecek. Hem köyde hem de şehirde keyifli olacak.
SON 2 YIL İÇİNDE TÜM SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ SURİYE’YE GÖNDERECEĞİZ: Bildiğiniz gibi 3 milyon 600 bin göçmen ve sığınmacımız var. Bize yetki verdiğinizde en geç 2 yıl içinde tüm Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye göndereceğiz. Böylece Suriye’ye veda edeceğiz. Şundan emin olun: Kaç yıldır ev sahibiyiz çok şükür ama artık yeter. Kendi ülkelerinde daha keyifliler. Irkçılık yapmadan köylerini, okullarını, evlerini Avrupa Birliği fonlarıyla biz yapacağız, müteahhitlerimiz yapacak, biz taşıyacağız, oraya yerleştireceğiz. Bundan dolayı gençlerimiz iş gücüne sahip olacak. Senin de bundan emin olmanı istiyorum.
22 YILDA 418 MİLYAR DOLAR 22 yıl mamaya doyamadılar. Beş yerden maaş alanlar, altı yerden maaş alanlar var. Hepsini uzmanlara götürdüm. 22 yılda yurt dışına götürdükleri para 418 milyar dolar. Son kuruşuna kadar indirip bu millete vereceğim. Kemal Bey’in bunu izleyeceğini düşünürler. Onlar değil. O parayı hangi bankaya yatırdığını biliyorum. Bütün dünya biliyor, ben değil ama aranmıyor, isteyeceğiz. Hiçbir uluslararası mahkeme, bir devletin soyulmasına evet demedi. Bütün kararlara baktık, bütün kararları inceledik.
LONDRA’DAKİ CHELSEA’DA VİLLALARI VAR, BİLMEDİĞİMİ DÜŞÜNÜYORLAR: Peki Amerika… Amerika’nın en değerli yeri Manhattan Adası. 35 katlı gökdelen yaptılar. Muhammed Ali Clay’in çiftliğini satın aldılar. Chelsea, Londra’da villaları var. Bunu bilmediğimi düşünüyorlar. Attığın her adımı biliyorum. O binaları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin malı olarak Türkiye’ye getireceğim. Sen malı alacaksın, Kemal Bey izleyecek. Açık ve net söylüyorum, ben insan hakkını yemem ve insan hakkını yemem. Ben şunu söylüyorum, kul hakkı yemem, insan hakkı yedirmem. Ancak böyle bir cümle kullanamazlar.
NASIL YAŞAYACAĞINA İNAN, BAY. KEMAL YAŞAYACAK, YAŞAYACAK: Saraylarda yaşamakla ilgilenmiyorum. Ne saray, Allah aşkına. Senin gibi mütevazi yaşıyorum. Bir evim var, yani hepiniz mutfağımı biliyorsunuz. Ne muhteşem bir mutfağım var. Keyifli bir evimiz var. Barış içinde yaşıyoruz. Ne saray, Allah aşkına. Allah aşkına, halk açlıktan kırılırken, mutfaklarda ateşler yanarken siz saraylarda mı oturuyorsunuz? Nasıl yaşarsan inanın Kemal Bey o kadar yaşar. Mütevazi yaşayacak. Bir siyasetçi topluma örnek olmalıdır.
İŞTE ÇANKAYA HALKIN, SİZİN ÇANKAYA’NIN: Allah bana sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiğimde saraya değil, Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sına gitmeyi nasip etsin. Birlikte gideceğiz. O Çankaya senin halkının Çankaya’sıdır. Hocam ampül yanmıyor söndürelim diyor. Çok güzel. Çıkış yolu sandığa gitmektir. Oy kullanacağız, ampulü birlikte söndüreceğiz.
MALLARIMI İNCELEMEZSENİZ, AÇIKLAMAZSANIZ DEMİŞTİM: Kendi tarihimize uygun olarak, bu ülkenin şanına ve şerefine sahip çıkarak… Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunuz zaman bu ülkenin prestijini korumak zorundasınız. Bakın bu bir beka sorunu diyorlar, zaman zaman konuşuyorlar ve bunun için CHP’yi suçluyorlar. Beka’nın ne olduğunu biliyor musun? Gerçek hayatta kalma sorunu? Devleti yöneten bir numara mal varlığı nedeniyle tehdit ediliyorsa ve Trump, “Bakın beni kızdırmayın, mal varlığınızı ifşa edeceğim, dünyaya anlatacağım” derse, tek bir cümle dahi kullanılmaz ise bu irade demektir. vasiyetin teslim edildiğini. Ben böyle bir durumda olsam bana ‘Bak Kemal Bey kızdırma, mal varlığını anlatacağız, inceleyeceğiz’ deseler. ‘Mallarımı incelemezseniz, ifşa etmezseniz, ‘Şerefsizsiniz’ derdim. Bunu söylerdim. Ne servet, alın teriyle kazandık, dertler bitti. Ama sen malı alıp o parayı dışarı çıkarırsan, dışarıdakiler seni ele geçirir.
Vatansever EĞER BENİMLE VATAN YURTİÇİ EDEBİYATI YAPMAZSINIZ: Bizi terörle suçluyorlar. Ne zaman bir şey olsa takılıp kalıyorlar, gerçek Kılıçdaroğlu. Her şeyde Kılıçdaroğlu. Arkadaşım terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim ve bir askerimiz şehit oldu. Sen oğlunu, çocuklarını paralı askere gönderirken, ben fakirin oğlu gibi oğlunu askere gönderenim. Vatanseverlik ise benimle vatansever edebiyat yapamazsınız. Hele konu milliyetçilikse benim yanımda asla milliyetçi olamazsınız. Kuzey Irak’ta askerin başına çuval geçirildiğinde neden sesinizi çıkarmadınız? neden konuşmadın Yuhalamaya gerek yok, sandığa gideceğiz, oy kullanacağız. sandık sandık.
KENDİ MİLLİYETÇİ ÜLKESİNDE HİÇ BİR ÇOCUĞUN AÇ GİTMEYECEĞİ BİR TÜRKİYE KURAR: Suriye’de 34 askerimiz şehit oldu. Nerede nefes aldılar? Putin’in sarayında, kapısında. Putin ne yaptı? Kronometreyi çalıştırdı. Koridorda oturdu. Sonra gel dedi, aldı ve koltuğa oturttu. Ne konuştuklarını bilmiyorum. Ya şehit olan arkadaşımız, askerimiz? Özür dileyeceklerse bizden de özür dilemeliler. Neden oraya gittin, neden o kapıda bekledin? Neden o kapıda bekledin? Seni neden beklettiler? Hesabı verildi mi verilmedi mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji böyle yerlerde sürünür. Türk lirası şu anda değer kaybediyor. Gelecek kaygısı taşıyan herkes ya avroyu, doları ya da altını elinde tutmaya çalışıyor. O yüzden bize milliyetçilik dersi vermesinler. Bir milliyetçi kendi ülkesi için çalışır. Milliyetçi, kendi ülkesinde hiçbir çocuğun aç yatmadığı bir Türkiye kurar. Milliyetçi Süleyman Şah Türbeyi özlemez. Milliyetçi bayrağına saygı duyar.
İSTANBUL’UN NÜFUSU 2,5 MİLYON AZALACAK: Bizim iki kırmızı çizgimiz var: vatanımız ve bayrağımız. Bu kadar. Nokta. Bunu yaptığın andan, söylediğin andan itibaren her şey biter. Bu nedenle çalışırken ve üretirken ne kadar güçlüysek dünyaya karşı da o kadar güçlü olacağız. Göreceksiniz, beş yıl sonra Akdeniz Havzası’nın en güçlü devleti olacağız. Beş yıl sonra İstanbul’un nüfusu 2 buçuk milyon azalacak. Beş yıl içinde Samandağ’dan Mersin’e uzanan havza, Akdeniz’in en büyük üretim merkezi haline gelecek. Beş yıl sonra göreceksiniz Kayseri, Çankırı, Yozgat’ı İskenderun ve Mersin limanlarına demir ağlarla bağlayacağız. Oradaki fabrikalar malları demiryolu ile taşıdıkları zaman, ihracat için tüm lojistik masrafları devlet olarak biz ödeyeceğiz.
TÜM ÜNİVERSİTELER BİLGİ ÜRETECEK: Boşalan Anadolu’da fabrikalar olacak. İnsanlar çalışacak ve üretecek. En değerli, katma değeri yüksek eserler üreteceğiz. Bütün üniversiteler bilgi üretecek. Herkesin görüşüne saygı duyacağız, tüm geleneksel olmayan fikirlere saygı duyacağız. Düşünmek ve sorgulamak kadar değerli bir şey yoktur. Eğitimin özü nedir biliyor musunuz? Çocuğun merak duygusunu ne kadar yükseltirseniz eğitim o kadar başarılı olur. Çocuğun merak duygusu gelişir. Eğitim de büyüyecek. Bunu hocalarımız yapacak. Üniversitelerimiz de bilgi üretecek. Bunların hepsini yapacağız. Herhangi bir endişe hissetme.
SİYASETTE KALICI OLMAK İSTEĞİM YOK: Böyle bir ünlü olmaya hiç niyetim yok. Siyasette nasıl kalınır hiçbir fikrim yok. Bu ülkeyi ayağa kaldıracağız, bu ülke büyüyecek, huzur içinde olacak, bu ülkede göreceksin kardeşlik, barış, barış, her şey gelecek, devletin bozulan sütunlarını yeniden inşa edeceğiz ve ben kendi adıma gideceğim. torunlarım, hayatıma onlarla bir yerlerde devam edeceğim. Bu benim en büyük dileğim. Herkes için böyle olmasını istiyorum.
BU POLİS BENİM İNSAN KARDEŞİM DEMEZLER: Böyle bir ortamda keyifli bir toplantı yapmamızı sağlayan polis arkadaşlarımıza da… Onlara da minnettarız. Akşam biz evimizde huzur içinde yatarken onlar sabaha kadar çalışıyor. Polisin işinin ne kadar zor olduğunu biliyorum… Polis arkadaşlar, bariz kişiler geçtiğinde her 100 metrede bir yere bir polis koyuyor. Bu polis benim de insan kardeşimdir demiyorlar. Ayrıca mamaya ve tuvalete ihtiyacı var. Ayrıca çaya ihtiyacı var. Onu bir robot olarak görüyorlar. O kadarını görmeyeceğiz. Onu devletine hizmet eden bir insan olarak göreceğiz. Çünkü sokakta polisle karşılaştığımızda devletimizle karşılaşıyoruz. Bu yüzden onların sorunlarını da biliyorum.
BÖYLE BİR RAHMET OLACAK MI?: Öğretmenlerin sorunlarını da biliyorum. Sözleşmeli hoca, ücretli hoca, takım hocası… Bu nasıl bir manyaklık? Biri 50 alıyor, biri 100 alıyor, biri 2000 alıyor. Devlet böyle mi işliyor? Öğretmen öğretmendir. Taşeron işçileri de tanıyorum. Onların sorunlarını da çözeceğiz. Devlet saygın bir devlet olacak ve halkına hizmet edecek.
BAŞKANLIĞIMI ZORLAMAK İSTEYEN İKİ KÜME VAR: Başkanlığıma engel olmak isteyen iki grup var. Bunlardan biri beş kişilik çeteler. Beşli çetelerin yapmadığı ayıp yoktur. geleceğim, geleceğim. Yarım kalmış yetimin hakkını burnunuzdan çıkaracağım. Kimse paniğe kapılmasın. İkincisi uyuşturucu baronları. Dünyanın parasını kazanıyorlar. Vatandaşlık veriyorlar. Sonra milyarlarca dolar kazanıyorsunuz ve bu para Türkiye’de aklanıyor. Uyuşturucu çetelerinin ne yaptığını en iyi polislerimiz bilir. Siyasi otorite polisin elini kolunu bağladığı için polisle de yetinemiyor. Başkan olduğumda Allah’ın izniyle şunu söyleyeceğim: Uyuşturucu çetelerinin kökünü kazıyacaksınız. Sana kim karışırsa bana söyleyeceksin. Bir sorun var ama analiz de var.” (HABER MERKEZİ)